Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ücretsiz Aile Danışmanlığı uygulamasıyla bugüne kadar Türkiye genelinde 84 bin başvuruya hizmet sunduklarını bildirdi.
Bakan Yanık, akademisyenlerin katılımıyla bir otelde düzenlenen “aile” temalı Akademi Buluşmaları’na katıldı.
Daha önce kadın ve çocuk temasıyla düzenlenen Akademi Buluşmaları’nın üçüncüsünü bugün “aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi” ana başlığında gerçekleştirdiklerine işaret eden Yanık, daha önceki buluşmalarda olduğu gibi bu toplantıda da verimli bir çalışmanın ortaya çıkacağına inandığını vurguladı.
Bakanlığın yaklaşık bir ay önce Aile Tarihinden Belgeler kitabını yayımladığını anımsatan Yanık, kitapta Asurlar, Hititler döneminden kalma taş tabletlere yazılı evlilik sözleşmeleri, Bizans dönemi evlilik yüzükleri gibi Anadolu coğrafyasının tarihi dokusunu yansıtan birçok orijinal belge ve materyalin yer aldığını anlattı.
Bakan Yanık, kitapta ayrıca çocukların aşı sertifikaları, Hristiyan ailelerin vaftiz belgeleri, Musevi ailelerin “ketuba” olarak adlandırdığı nikah belgeleri, aile cüzdanlarının da bulunduğunu, bu kayıtlarla o dönemin aile hayatına bir projeksiyon tutulduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Belgeler arasında sadece aile kurma değil, sosyal yardım ve sosyal hizmetler anlamında ilham verici kayıtlar da var. Örneğin, 1800’lü yıllarda Afyonkarahisar’da bir Türk aileye, Trabzon’da bir Ortodoks aileye, Trablusgarp’ta bir Musevi aileye, İstanbul’da bir Ermeni aileye ‘tev’em maaşı’ yani ikiz çocukları dünyaya gelen ailelere ikiz çocuk maaşı bağlanmış. Biz bu yardımı günümüzde hala devam ettiriyoruz. Adı tev’em değil çoklu doğum yardımı olarak bugün hala bu yardım biçimi devam ediyor.”
“Aile, toplumsal hayatımızın en kritik kurumlarından birisi”
Bakan Yanık, aile kurumu tarihinin özünde insanlıkla yaşıt olduğunu belirterek, ailenin, toplum sağlığını korumak ve toplum refahını yükseltmek açısından önemine dikkati çekti.
Ailenin fertlerine sunduğu değerler ve birliktelik duygusunun bireyin hayat mücadelesinde yol gösterici olması bakımından önemine değinen Yanık, “Hayatımızın ileride nasıl şekilleneceği de ilk etapta aile ocağında belirlenir. Toplum içerisinde sağlıklı ilişkiler kurmamızı sağlayan da yine burada öğrendiklerimiz, ailemizden aldığımız tecrübelerdir. Bu haliyle aile hem ilk sosyal çevremiz hem de dünya ile tanıştığımız ilk duraktır. Aile kurumunda yaşanacak zafiyetin topluma ve haliyle bireye sirayet etmemesi mümkün değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal hizmet ve sosyal yardım programlarıyla aileler, çocuklar, kadınlar, engelli vatandaşlar, yaşlılar, şehit yakını ve gaziler gibi toplumun her kesiminin hayatına dokunduklarını dile getiren Yanık, “Her ne kadar dünya büyük bir hızla değişiyor olsa da aile hala önemini koruyan, toplumsal hayatımızın en kritik kurumlardan birisi. Bunun farkında olarak hizmetlerimizi yapılandırıyoruz ve aile odaklı modeller geliştiriyoruz.” diye konuştu.
“Sağlıklı ilişkilerin geliştirildiği aileyi kast ediyoruz”
Bakan Yanık, burada kastedilenin sağlıklı ilişkilerin geliştirildiği, bireye huzurlu ve güvenli bir yaşam alanı sunan aile kurumu olduğunun altını çizerek, şöyle dedi:
“Bizim aile tanımımız insanın içinde, güvende, mutlu, huzurlu olduğu, kişisel ve toplumsal gelişimini sağlayabildiği bir ailedir. Sağlıksız aileler ise sorunlu toplumların doğmasına ve çözülmesi gereken birçok probleme neden olurlar. Dolayısıyla aile vurgusunu yaptığımızda tercih ve işaret ettiğimiz ailenin hiç unutulmamasını istirham ediyorum.
Bu nedenle bireylerin risk altında bulunduğu, şiddetin ve istismarın yaşandığı aileler bizim örneğini verdiğimiz tanımın içine girmez. Bilakis, sağlıklı çözüm yolları ile bireylerin içinde bulundukları bu riskli ortamlardan uzaklaştırılmaları, kurtulmaları için gerekli çalışmaları yapmak da Bakanlığımızın sorumluluk alanında bulunuyor. “
“SHM’lerin sayısını yıl sonuna kadar 400’e ulaştırmayı hedefliyoruz”
Bakanlığın aile odakları hizmetleri hakkında bilgi veren Yanık, koruyucu, önleyici, destekleyici ve geliştirici hizmetler ile rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin bir arada sunulduğu Sosyal Hizmet Merkezlerinin (SHM) sayısının Türkiye genelinde 391’e ulaştığını söyledi.
Bakan Yanık, SHM’lerin sayısının yıl sonuna kadar 400’e ulaştırılmasının hedeflendiğini vurgulayarak, Aile Eğitim Programı kapsamında da 2013’ten itibaren ülke genelinde 2,9 milyon vatandaşa eğitim sağlandığını kaydetti.
“84 bin başvuruya ücretsiz aile danışmanlığı hizmeti sunduk”
Evliliğin sürdürülmesi, çocukların yetiştirilmesinde yaşanan muhtemel sorunların çözümüne katkı sağlamak için “Aile Danışmanlığı” hizmetini de sunduklarını anımsatan Yanık, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu hizmetimizin kapsamı boşanma düşüncesinde olan çiftlerin süreci sağlıklı yönetebilmelerine destek olmayı da içeriyor. Bugüne kadar il müdürlüklerimizde görev yapan uzman personelimiz, psikolog, sosyal çalışmacı ve PDR mezunu danışmanlarımızla ülkemiz genelinde 84 bin başvuruya ücretsiz danışmanlık hizmeti sunduk.”
Bakan Yanık, dezavantajlı çocuklar için ailelere sağlanan “Sosyal Ekonomik Destek” (SED) hizmetine ilişkin de “Bu destekten 2002’de 11 bin 807 çocuğumuz faydalanırken 2022 yılı temmuz ayı itibarıyla ailesi yanında 147 bin 139 çocuğumuza destek oluyoruz. Bu kapsamda 2022 yılı temmuz ayı itibarıyla yaklaşık 1 milyar 754 milyon lira SED ödemesi yaptık. Sadece çocuklar için ailelere yaptığımız sosyal yardım miktarı.” dedi.
“Evde Bakım Yardımından 554 bin 578 kişi faydalanıyor”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, engelli ve yaşlı vatandaşlara yönelik Evde Bakım Yardımlarından da Temmuz 2022 itibarıyla 554 bin 578 kişinin faydalandığını ve bu dönemde aylık 3 bin 336 lira ödeme yapıldığını bildirdi.
Bu yardım kalemi için temmuzda toplam 1 milyar 850 milyon lira kaynak aktarıldığını belirten Yanık, “Bugüne kadar toplamda 78 milyar Türk lirasından fazla evde bakım yardımı ödemesi gerçekleştirdik.” bilgisini paylaştı.
“Türkiye’nin sosyal panoramasını ortaya çıkaracağımıza inanıyorum”
Bakan Derya Yanık, Türkiye Aile Yapısı Araştırması, Türkiye Ergen Profili Araştırması, Türkiye Üniversite Gençliği Profil Araştırması ve Türkiye Boşanma Nedenleri Araştırmaları gibi periyodik araştırmaların da yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
“Türkiye Aile Yapısı Araştırması’nın 2021 itibarıyla saha ve ilk analiz kısmı bitti, şu anda ileri analiz kısmını sürdürüyoruz. Ergen profili, üniversite gençliği profili, boşanma nedenleriyle ilgili araştırmalarımız ve kadına yönelik şiddetin sebepleriyle ilgili araştırmalarımız da devam ediyor.
2022 yılı sonu itibarıyla bu araştırmaların da tamamlanmasıyla çok önemli bir Türkiye’nin sosyal panoramasını ortaya çıkaracağımıza inanıyorum. Buradan da hem hizmetlerimizin güncellenmesi, yenilenmesi hem de yeni hizmet başlıklarının ortaya çıkması veya belki değiştirmemiz, düzeltmemiz gereken hizmet başlıklarının ortaya çıkarılması anlamında çok önemli bir veri seti elde edeceğimize inanıyorum.”
“Yıl sonu değerlendirme raporunu kamuoyuna bir söz olarak değerlendiriyoruz”
Bakanlık politikaları ve karar alma süreçlerine sivil toplum, üniversiteler ve diğer tüm sosyal tarafların katılımını çok önemsediklerini vurgulayan Yanık, bu kapsamda Sivil Toplumla İş Birliği ve Proje Daire Başkanlığının kurulduğunu, STK’ler, üniversiteler, uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve ilgili tüm paydaşlarla istişare mekanizmalarını geliştirmek, sosyal politikaları değerlendirmek, projeler üretmek ve uygulamak amacıyla da Sosyal Taraflarla İş Birliği Kurulunun oluşturulduğunu söyledi.
Ayrıca kadın, çocuk, göç ve insani yardım, engelli ve yaşlı, şehit yakınları ve gazilere yönelik faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle “Sivil Toplum Buluşmaları”nın düzenlendiğini, Bakanlığın ilk Sivil Toplum Vizyon Belgesi ve 2022-2023 Eylem Planı’nın yayımlandığını anımsatan Yanık, Akademi Buluşmaları’nın da çok taraflı, bütüncül bir bakış açısıyla, ortak akıl ve kararlılıkla yürütüleceğini aktardı.
Bakan Yanık, bu konudaki çalışmaların her yılın sonunda izleme ve değerlendirme raporuna dönüştürüleceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Hem sivil toplum hem akademi buluşmalarına yönelik yıl sonu değerlendirme raporunu çok önemsiyoruz. Bakanlık olarak bir anlamda bunu kamuoyuna bir söz, taahhüt olarak da değerlendiriyoruz. Bu, hem yıl içinde gerek akademiyle gerek sivil toplumla yaptığımız çalışmaların bir özetini temin etmek bakımından önemli hem de bir sonraki yıl bu çalışmaların ışığında ne yapacağımızın kamuoyuyla paylaşılmasına yönelik bir anlamda söz vermiş, bunu deklare etmiş oluyoruz. Buradan yola çıkarak hem sivil toplumdan hem akademiden önemli geri bildirimler de alıyoruz.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık’ın konuşmalarının ardından toplantı, basına kapalı olarak devam etti.