Uzay hakkındaki bilgi haznemizi sürekli genişletiyor olsak da uçsuz bucaksız evrenimiz hakkında hâlâ çok ama çok az bilgi birikimine sahibiz. Dibimizde duran gezegenler bile birçok açıdan gizemini koruyor. Bunca gizemin arasında hayal gücünü kullananların kafasında da farklı sorular veya senaryolar canlanıyor?
Örnek olarak “Ay bir gün üzerimize doğru gelmeye başlasaydı ne olurdu?” gibi bir soruyu gösterebiliriz. Hatta bu konu üzerine yaptığımız içeriğimize de göz atabilirsiniz. Şimdi odaklanacağımız soru ise şu: Devasa bir boyutu olan Güneş, neden Ay’ı Dünya’nın yörüngesinden çekip alamıyor?
Dünya, Ay’a Güneş’ten daha yakın olduğu için mi Ay’ı kendi çevresinde tutuyor?
Gönül isterdi ki bu soruya evet deyip burada sonlandıralım fakat maalesef hayır. Gezegenlerin kütleçekimleri (yani uzaydaki cisimlere uyguladıkları çekim gücü) elbette uzaklıktan etkilenir. Fakat sadece buna odaklanırsak kütleçekiminin gücünü etkileyen asıl etkeni gözden kaçırmış oluruz: kütlenin kendisini.
Uzaydaki cisimlerin kütlesi ne kadar büyükse o kadar büyük bir kütleçekim alanı oluştururlar ve bu kütleçekim alanından ne kadar uzaklaşırsanız üzerinizdeki etkisi de o kadar zayıflayacaktır.
Devasa Güneş Sistemi’mizin yüzde 99,8’ini Güneş’in kendisi oluşturur:
Güneş ve Ay arasındaki mesafe, Dünya ile Ay arasındaki mesafeden kat kat fazladır. Fakat Güneş, buna rağmen Ay’a Dünya’nınkinden 2 kat fazla çekim gücü uygular. Eğer gezegenler Güneş’i turlamıyor olsaydı, Ay’la birlikte Dünya da Güneş’e doğru son hızla ilerliyor olurdu. Fakat unutmamak gerekiyor ki biz Güneş Sistemi’nde sabit durmuyoruz.
Güneş etrafında saatte yaklaşık 107 bin kilometre hızla ilerliyoruz:
Bu bağlamda belli zamanlarda ona yaklaşıyor, belli zamanlarda da uzaklaşıyoruz. Bu sayede direkt ona doğru ilerlemiyoruz ve mesafemiz sabit kalıyor. Ay’ın da Dünya yörüngesindeki hızıyla çizdiği belli bir yol bulunuyor. Bu noktada sadece Dünya değil, her gezegen ve yıldız için geçerli olmakla birlikte ‘kaçış hızı’ terimine bakmamız gerekiyor.
Bir cismin üzerinize uyguladığı kütleçekiminden tamamen kurtulmak için kaçış hızına (ya da enerjisine) ulaşmanız gerek:
- Roketlerin farklı gezegenleri terk edebilmek için ne kadar hızlı gitmesi gerekirdi?
Bunun için harcanması gereken enerji ya da ulaşılması gereken hız, hem cismin kendisine hem de üzerinde bulunulan cismin kütlesine göre değişir. Çünkü bu kısma kadar öğrendiğimiz üzere kütle ve çekim gücü doğru orantılıdır. Yani Dünya yörüngesinden kurtulmak için ulaşmanız gereken hız, Ay’ın yörüngesinden kurtulmak için fazlasıyla yetecek, Jüpiter’inkinden kurtulmak içinse kütle farkı yüzünden yetersiz kalacaktır.
Ay, Dünya etrafında kabaca saniyede 1 kilometre hızla ilerliyor:
Buna ek olarak da kütleçekimin merkezine bizden daha uzak olduğu için yörüngeden kaçmak için ihtiyaç duyacağı hız da bu oranda değişecektir. Bazı yerlerde yapılan hesaplamalara göre Ay’ın yörüngeden kurtulmak için saniyede 1,2 kilometre hızla ilerlemesi gerekiyor. Mesafeye göre değişen bu sonuç eğer doğruysa bu kadar küçük bir farkın Ay’ı yörüngemizden atabilecek potansiyelde olması ürkütücü diyebiliriz.
Yani sorumuzun cevabını ‘Ay’ın yeterince hızlı olmaması’ şeklinde belirtebiliriz. Fakat Ay, Güneş’i değil Dünya’yı turluyor demek yanlış olacaktır. Çünkü Ay üzerinde ikisinin de çekim gücü vardır:
Daha basit şekilde anlatmak gerekirse Dünya ile birlikte Güneş etrafında döndüğü ortada. Bu soru üzerine yapılan hesaplamalarda çok sayıda değişken bulunuyor ve bu yüzden de kabaca anlatmaktan başka çaremiz kalmıyor fakat konunun özü bu şekilde. Düşüncelerinizi yorum kısmında paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: Science ABC, Universe Today, Fizik Dersi