Bursa Barosu, AKP’li Orhangazi Belediyesi tarafından verilen ek döküm tesisinin inşaat ruhsatının iptali için de dava açtı.
İZNİK GÖLÜNE 550 METRE MESAFEDE
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün, Orhangazi’de kurulu bulunan Döktaş Dökümcülük Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’nin İznik gölüne 550 metre mesafede ek tesis kurması için “ÇED kapsamı dışındadır” kararı verdiği ortaya çıkmıştı. Gelişme üzerine Bursa Barosu, “ÇED kapsam dışı” kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açmıştı.
AKP’Lİ BELEDİYE RUHSAT VERMİŞ
Valiliğin kararına karşı açılan davanın ardından Orhangazi Belediyesi’nin de tesis için inşaat ruhsatı verdiği anlaşılması üzerine Av. Sedat Ata ve Bursa Barosu Çevre Komisyonu üyesi Av. Erol Çiçek, Bursa 2. İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma ve iptali istemiyle dava açtı.
MAHKEMENİN EMSAL KARARI VAR
Daha önce, söz konusu fabrikayı işleten Finlandiyalı Componenta Şirketi’ne aynı fabrika alanı içinde yine ek tesis için verilen yapı ruhsatı, Bursa İdare Mahkemesi’nce iptal edilmiş (2014) karar Danıştay 6. Dairesi tarafından 2016 yılında onanmıştı.
“SON İŞLEM MAHKEME KARARLARINI YOK SAYMA ANLAMINA GELMEKTEDİR”
Bursa Barosu açıklamasında şöyle denildi: “Yürütmesinin durdurulması ve iptalini istediğimiz son işlem, açıkça mahkeme kararlarını yok sayma anlamına gelmektedir. Orhangazi Belediyesi ve fabrika yetkilileri mahkeme kararını yok saymalarına rağmen, bir yaptırımla karşılaşmamalarından cesaret almış olsa gerek, bir kez daha, bilerek ve isteyerek yeni bir hukuksuzluğa kalkışmakta tereddüt etmemişlerdir.
Oysa ek tesisin yapımının planlandığı alan, İznik Gölü Sulak Alanı Tampon Bölgesi’nde kalmakta, metal üretimi ve işlenmesinin de sulak alan koruma bölgelerinde yapılması yasak olan faaliyetler arasında yer aldığı bilinmektedir.
Üzülerek izlemekteyiz ki, Türkiye Cumhuriyeti kurumları ve memurları, hukuka aykırı, ticari çıkarları gözetmek için suç teşkil eden eylemlere katılmakta; Türk milleti adına yargı yetkisini kullanan mahkeme kararlarını yok sayarak, tıpkı Cargill sürecinde olduğu gibi, Türk Milleti’nin egemenlik hakkına tecavüzde bulunmaya devam etmektedirler.”