CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi Tunç Soyer, İzmir’in kurtuluşunun yıl dönümünde yaptığı konuşmada Osmanlı’yı maksat alarak, “Gaflet ve ihanet içindeydiler” dedi. Soyer, şunları söyledi:
“Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, bayanları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Yalnızca ve yalnızca saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ayaklar altına aldılar, teslim oldular. Bir sabah emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle körfezin sularını ve güzelim kentimizi işgal etti. Yeniden o sabah tam da bu bulunduğumuz noktada, kordon uzunluğundan göğü yırtan bir ses yükseldi.”
“İFLAH OLMAZ BİR CAHİLLİK, TEDAVİSİ İMKANSIZ DEVŞİRME HASTALIĞI”
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Soyer’in açıklamasına reaksiyon gösterdi.
“741. Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri” nedeniyle bildiri yayımlayan Bahçeli, “Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek söz edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerin, 9 Eylül 1922 tarihinin 100’üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır” sözlerini kullandı. Bahçeli bildirisinde hususla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
“Ertuğrul Gazi’yle birlikte başlayan asırları aşan seyahat, Osman Gazi’yle sonlarını zorlamış, Orhan Gazi’yle devletleşmiş, Murat Hüdavendigar’la imparatorluk düzeyine terfi etmiştir.
Son analizde Yasal Sultan Süleyman ile tepeye taşınmıştır.
Yalnızca batıyla hudutlu kalmayan Türk’ün ilerleyişi, fırsat ve yer buldukça doğuya da yönelmiş, hatta Afrika’ya kadar ulaşmayı başarmıştır.
Dönemin jeopolitik koşullarının gereği olarak Söğüt’ü yurt tutan 400 çadırlık Türkmen varlığı; iç çelişkilerin aşıldığı takdirde dünya üzerinde nasıl bir global güç mertebesine vasıl olunacağını da açıklıkla göstermiştir.
Bugün de korkulan esasen budur.
Büyük Türk milletinin tarihi tekerrür ettirerek böylesi bir mevkie erişmesini sekteye uğratmak niyetiyle alçak tertipler planlanıp tatbik edilmektedir.
Tuzaklar kurulmakta, karanlık oyunlar sahnelenmektedir.
Ecdadımıza ve tarihimize hakaretler edilmektedir.
Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek söz edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerin, 9 Eylül 1922 tarihinin 100’üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır.
Geldiğimiz bugünkü kademede, Türkiye’miz Söğüt müktesebatıyla, Ertuğrul Gazi jenerasyonunun onuruyla bütün iç ve dış tehditlere direnmekte, çok şükür zalim ve zillet kuşatmayı her noktadan parçalamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin yüksek idare mirasının bir devamı, yüzyıllardır ulusal vicdanda taşınan kutlu veraset zincirinin son halkasıdır.
Bu şuurdan yoksun gafillerin ecdadımıza karşı nefret ve ihanet cürmü işlemesi fıtratlarının gereğidir.”