Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Talih Özdaş, 23-29 Eylül Milletlerarası İşitme Engelliler Haftası kapsamında bilhassa yenidoğan ve küçük yaşlardaki çocuklar açısından farkındalığın kıymetine dikkati çekti. Bilhassa yenidoğan bebeklerde ailelere büyük sorumluluk düştüğünü belirten Özdaş, hadiselerin tedaviye erken başlaması halinde mahzur diye bir durumun kalmayacağını belirterek, ihtarlarda bulundu.
‘YILLIK 6-7 BİN CİVARINDA ÇOCUK ETKİLENİYOR’
Türkiye’de 200 bin civarında işitme engelli birey olduğunu belirten Özdaş, “Her yıl yaklaşık 2500 ile 3000 yenidoğanda işitme kaybı görülüyor. Sonradan işitme kaybı geliştiğini de düşünürsek, bu sayı yıllık 6-7 bin civarında çocuğu etkilemektedir” dedi. Ulusal Yenidoğan İşitme Programı kapsamında her bebeğe işitme taraması yapıldığını anlatan Doç. Dr. Özdaş, “İşitme kaybı tespit edildikten sonra rehabilitasyon, işitme aygıtı kullanımı, gerekli cerrahinin yapılması ve ileri seviyede işitme kaybı olan bebekler için ‘koklear implant cerrahisi’ yapılarak çocuk en erken vakitte eğitim ve toplumsal hayata uyumlu hale getirilmelidir” diye konuştu.
‘2 YAŞINA KADAR DİKKAT’
Tedavi görmeyen çocukların okula gitmek istemediği ve toplumsal hayattan izole olduğuna değinen Özdaş, “Çocuk işitebilmeli ki konuşabilsin, konuşabilsin ki pürüzler ortadan kalksın ve her çocuk üzere okuluna gidebilsin. Bu nedenle bebek işitme taramasından geçse dahi şayet konuşmada gecikmeler yaşanıyorsa, şiddetli sesler dahil olmak üzere sese reaksiyon vermiyorsa, bu çocukların bir an evvel kulak burun boğaz uzmanına muayene ettirilmesi gerekiyor. Fark edildiği en erken yaşta bilhassa 2 yaş öncesine kadar çocuğu tedavi ile buluşturmalıyız. Koklear implant cerrahisi de ödeme kapsamında ve 1 yaşından itibaren yapılabiliyor. Bu bahiste ailelere büyük misyon düşüyor” dedi.
‘ALZHEİMER RİSKİNİ ARTIRIYOR’
Genellikle ileri derecede ya da sinirsel tipte işitme kaybı olan hastalara uygulanan koklear implant cerrahisiyle pürüzlerin ortadan kaldırılabileceğini, aygıt kullanmayan ya da kullanmak istemeyen hadiselerle karşılaştıklarını belirten Özdaş, “Yaşlılarımız kapı zili çaldığında açamıyor. Korna sesini duyamadıkları için trafik kazası geçirebiliyorlar. Yakınları, etrafı zahmet, kaygı duyuyor. En değerlisi, Alzheimer riskini artırıyor. Bu mevzuda tıpta birçok kıymetli çalışma var. İşitemiyorsak, algımız da açık değildir. Dışarıdaki bilgileri, sesleri alamayız. İrtibat olmaz, izole olurlar ve bir müddet sonra algıları kapanır. Bu da beyin işlevlerini tesirler. O nedenle şayet gerekli ise aygıt kullanılmalıdır” diye konuştu.
Özdaş tarafından koklear implant cerrahisi uygulanan Muhsin Bahçeci (56) ise duymaya başladığı için yaşadığı memnunluğu anlattı. Irak’ın kuzeyinde inşaat ustası olarak çalıştığı periyotta kulağının bir anda kapandığını söyleyen Bahçeci, “Talih hocamıza ve grubuna de çok teşekkür ediyorum” dedi.
(DEMİRÖREN HABER AJANSI)