Kılıçdaroğlu: Bunun henüz baharını yaşıyorsunuz daha kışını göreceksiniz.

Antalya’daki ziyaretlerini sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muhtarlar Buluşması’nda TL’deki erimeye ilişkin konuştu.

“NASIL OLUYOR DA BİZİM PARAMIZ BU KADAR HIZLI DEĞER KAYBEDİYOR?”

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

* Yaşadığımız birkaç temel sorun var. Bunlardan birincisi Türk Lirası’nın düşündüğümüzden çok daha hızlı değer kaybetmesidir.

* Bizim paramız, üzerinde Türk Lirası yazıyor. Nasıl oluyor da bizim paramız bu kadar hızlı değer kaybediyor?

* Az gelişmiş ülkelerin paraları karşısında bile ciddi bir değer kaybına uğruyor. Belki şu soruyu kendinize sorarsınız: Türk Lirası değer kaybetse ne olur?

* Türk Lirası değer kaybettiği zaman bütün ekonomik değerlerimiz ucuzlar. Eskiden 1 milyar liraya aldığınız bir fabrikayı şimdi çok daha düşük dolar bedeliyle alabileceksiniz.

“BU ZAMLAR DAHA TAM ANLAMIYLA YANSIMADI”

* Eğer dışarıdan ithalat yapıyorsanız yüksek bedeller ödeyeceksiniz, o yüksel bedellerin faturasını da hep beraber ödeyeceğiz. Şu soruyu sorabilirsiniz: Neden Türk Lirası bu kadar değer kaybediyor? Neden döviz sürekli yükseliyor?

* Eğer bir ülke üretimden koparılırsa, dışarıdan ithal eder. Paranın değeri de kaybolur. Bugün yaşadığımız enflasyon, enerji fiyatlarındaki yükselme… Bunun daha henüz baharını yaşıyorsunuz. Daha kışını göreceksiniz. Bu zamlar daha yansımadı tam anlamıyla.

“MUTFAKTA YANGIN VAR”

* Soru şu: Vatandaş nasıl geçinecek? Asgari ücretli nasıl geçinecek? Biz bu enflasyon belasından nasıl kurtulacağız? Mutfaklarda yangın var. Mutfağın kendisini değil, mutfaktaki tencereyi de kaybetmek üzeresiniz.

* Her birimize düşen sorumluluk var. Türkiye böyle bir tabloyu hak ediyor mu? Hak etmiyor. Özellikle muhtarlara da büyük sorumluluk düşüyor.

“NASIL YAŞAYACAK BU İNSANLAR?”

Enerji kavgasını verirken, ‘Kara Kış Fonu’ kurun dedim. ‘Fakir fukara bu kışı nasıl geçirecek?’ dedim. Kömüre zam, elektriğe zam, doğalgaza zam, oduna zam… Peki bu insanlar nasıl geçinecek? 2 bin 825 lira veriyorsunuz asgari ücret. Nasıl yaşayacak bu insanlar? Bazı önlemler aldılar ama istediğim önlemlerin tamamı alınmış değil.

“EĞER MARKETTEKİ YAĞA KELEPÇE VURULUYORSA OTURUP DÜŞÜNMEMİZ LAZIM”

Şimdi gıda kriziyle karşı karşıyayız. Bir gıda buhranı yaşayacağız. Eğer marketteki yağa kelepçe vuruyorlarsa, oturup düşünmemiz lazım. Şu soruyu kendinize mutlaka sorun, her vatan severin bu soruyu sorması lazım: Konya’dan küçük bir Hollanda dünyayı besliyor, devasa bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti çaresiz kalıyor, neden?

“MALİYETİ ACABA BİLİYORLAR MI?”

Arpayı, buğdayı, samanı, canlı hayvanı, eti, mercimeği, nohutu, her şeyi dışarıdan alıyoruz. Neden? Sabah 5’te hale gittik, orada vatandaşlarla karşılaştık. ‘Bizim günahımız yok’ diyorlar. Üreticiyle de konuştuk, komisyoncuyla da konuştuk. Yüklü bir kamyon İstanbul’a giderken bunun bedeli ne oluyor diye acaba iktidar sahipleri kendilerine sordular mı? Maliyetin nasıl ortaya çıktığını acaba biliyorlar mı?

“MUTFAKTAKİ YANGINI SÖNDÜRMEK İÇİN NELER GEREKİYORSA YAPACAĞIM”

Mutfaktaki yangını da söndürmek için neler gerekiyorsa yapacağım. İktidar sahipleri enerji konusunda adım attılar kısmen, tamamını yaptıracağız. Gıdada yaşanan felaket için de aynı mücadeleyi vereceğiz. Bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girme lüksü yoktur. Her çocuğun karnı doymak zorundadır. Her evde huzurun ve bereketin olması lazım.

“TÜRKİYE’Yİ BU CENDEREDEN ÇIKARACAĞIZ”

Komşumuzun kimliğini sorgulamaya başlar noktaya geldik. İnsan insandır kardeşim. Niye kimliğini sorguluyoruz? Niye inancını sorguluyoruz? Niye yaşam tarzını sorguluyoruz? Sormamız gereken; komşumuzun karnı doyuyor mu? Açlık var mı? Yoksulluk var mı? Şimdi neredeyse dayanışma kültürünü attık, kavga kültürü içine girdik. Türkiye’yi buradan çıkaracağız. Az kaldı. Türkiye’yi bu cendereden kesinlikle çıkaracağız. Huzuru bu memlekete getireceğiz.

“STOKÇULUK BAŞLADI”

Bakın şeker stokları başladı, piyasaya yeteri kadar şeker verilmiyor. Niçin? ‘Zam gelecek, niye satayım?’ diyor. ‘Bir fiyatlar çıksın, bi göreyim, ondan sonra piyasaya vereceğim’ diyor. Stokçuluk başladı.

“KADINAN İNEN ELE ASLA MÜSAMAHA GÖSTERMEYECEĞİZ”

Başak Cengiz, gencecik bir kadındı, bir evladımızdı, öldürüldü. Kadına yönelik şiddet nedir Allah aşkına? Sevgili peygamberimiz ne diyordu? ‘Cennet anaların ayaklarının altındadır.’ Peki bu analara yaptığımız nedir? Bu kadınlara yaptığımız nedir? Neden bu şiddet? Neden bu vahşet? Neden öldürüyoruz? Bütün Türkiye’ye söz; kadına inen ele asla ama asla müsamaha göstermeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacağız. Kadına yönelik şiddette hiçbir caninin suçunu hafifletmeyeceğiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir